19 Ocak 2010 Salı

Heybeliada

Heybeliada ruhban okulunun açılıp açılmaması konusu. Pek ilgim olmayan bu konuda neden yazma gereği duyuyorsam artık.

Sanırım bu konuda yapılması gereken eğer ihtiyaç ise açılması. Yunanistan da buna karşılık şunu yapsın muhabbetleri saçmalık. Biz bunu Yunanlıları memnun etmek için değil kendi vatandaşlarımızın bir ihtiyacını karşılamak için yapmalıyız ve bu açıdan bakınca da bu şekilde şart cümlelerinin anlamı yok. Devlet açısından müslüman, hıristiyan, yahudi... hepsi vatandaş. Vatandaşları için bu ihtiyaçsa yapmalı. Yani yapılması gerekiyorsa, kendimiz için yapmalıyız.

Ama Yunanistan ordaki müslümanlara karşı boyle davranmıyor. Fakat mütekabiliyet diye bişey var. Vs, vs, vs... bu konudan bağımsız ayrıca ele alınması gereken konular.

-mekte / -makta

Şu an bloguma yazı yazmaktayım. Tam da yazıyı yazma işi üzerindeyim.

İsmin hal eklerinden -de/-da ekini (bulunma hali ) bir yerde bulunmak için kullanıyoruz. Ankaradayım. Masanın üzerinde.

Peki hangi işin üzerindesin. ( Hangi iş üstündesin ). Yazı yazmak işi üzerindeyim. Yazı yazmaktayım.

Bir şey değişik konumlarda olabilir, normalde bulunma hal ekini fiziksel olarak bulunduğu konumu belirtmek için kullanıyoruz. Bir şey değişik faaliyetler üzerinde de olabilir, aynı eki, o şeyin yapması olası fiillerden hangisi üzerinde olduğunu belirtmek için de kullanabiliriz.

-mek/-mak mastar ekleri. Yani fiil isim halinde, ve -de/-da da isme geliyor. Uygun görünüyor.

-mekte/-makta; mastarin, "bulunma hal eki" alması olabilir.

Aslında bunu düşünmeme sebeb olan şey çincedeki durum. 在 ( zài ) bizim "-de/-da" gibi ama bir fiille kullanıldığında "-mekte/-makta" gibi oluyor.